Hareketsizlik, idrar yolu enfeksiyonları, obezite ve özellikle fast food tarzı beslenme idrar yolunda taşların oluşmasına neden oluyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selahattin Bedir, taşın idrar yollarındaki kristallerin geliştirdiği sert kütleler olduğunu ve normalde bu kristallerin sağlıklı insanlarda her gün idrarla herhangi bir sorun olmadan atıldığını söyledi.
“Böbrek taşları idrardaki mineral veya asit tuzlarının kristalize olmasıyla oluşur. Çoğu taş, idrar yaparken vücudumuzu terk eder ancak bazı durumlarda taşın çıkarılması için tedaviye ihtiyaç olabilir. Bu taşlar böbrekte, üreterde (idrar kanalı) ya da mesanede (idrar kesesi) bulunabilir.”
“Türkiye’de taş görülme sıklığı yüzde 15”
Bedir, böbrek veya üreter taşlarının belirtilere yol açması ya da böbreklere zarar vermesi durumunda tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor.
Taşları tedavi etmenin ise 3 yaygın yolu var: Vücut dışından şok dalgaları ile taş kırılması (SWL), üreteroskopi (URS) ve perkütan nefrolitotomi (PNL).
“Kendiliğinden düşen ya da tedavi ile vücut dışına alınan taşlar, mutlaka kimyasal analize gönderilmelidir. Çünkü taşın mineral yapısı bilinirse hastaya ona göre tedavi planlanabilir ve yeniden taş oluşmaması için önlemler alınabilir. Bu nedenle taş düşüren hastaların taşlarını toplamaları durumunda atmayıp en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri gerekir. Taş hastalığı sık görülür, toplumda her on kişiden birinde herhangi bir aşamada taş oluşur. Her ülkede görülme sıklığı farklıdır. Türkiye’de taş görülme sıklığı yüzde 15 olarak tespit edilmiştir.”
Buna göre, idrar yolu taşlarının her ülkede görülme sıklılığının farklı olmasının sebepleri ise şöyle sıralanabilir: Genetik yatkınlık, ülkelerin iklim ve beslenme alışkanlıkları.
Türkiye, taş kuşağı olarak adlandırılan taş hastalığının sık görüldüğü ülkeler arasında. Erkekler, kadınlardan 3 kat daha fazla sıklıkta taş oluşturuyor. Fakat bu fark, yaşam tarzındaki ve diyetteki değişiklikler nedeniyle artık azalıyor. En çok 30 ile 50 yaş arasında taş oluşma ihtimali var.
Bedir, aşırı tuz kullanımı, fazla miktarda çay ve kahve içilmesi ile fazla miktarda çikolata ve kuruyemiş tüketimi gibi nedenlerin idrar yollarında taş oluşmasına yol açabileceğini de vurguladı.
“Tuz tüketimi günde 3-5 gramı aşmamalı”
Türk beslenme kültürünün de protein ve çay ağırlıklı olduğunu söyleyen Bedir, “Beslenme, taş oluşumundaki en önemli faktörlerden biridir. Özellikle alınan su miktarı önemlidir. Alınan su miktarı arttıkça risk o kadar azalmaktadır. Bunun yanında protein ve karbonhidrattan zengin, lifli gıdalardan fakir diyet, taş hastalığı riskini artırmaktadır. Her gün 2,5-3 litre arası sıvı tüketilmesi, sıvı alımının gün içine dengeli dağıtılması, su-süt gibi nötr pH’lı içeceklerin tercih edilmesi, idrar yolu taş oluşumunu önleyici tedbirlerdir” dedi.
Prof. Dr. Selahattin Bedir’e göre idrar, açık renkte olmalı. İdrar yolu enfeksiyonu varsa mutlaka bir üroloji uzmanına başvurulmalı.
Bol miktarda sebze, lifli gıda ve meyve tüketilmeli. Tuz tüketimi, günde 3-5 gramı aşmamalı. Fazla miktarda et tüketilmemeli, bunun yerine avokado, karnabahar ve bezelyede bulunan sebze proteinleri alınmalı.
Kaynak: AA